19.05.2017

YAŞAMAK DA İMTİHAN, ÖLÜM DE

Cenabı Mevla Hz. Adem’i yaratınca, dünya hayatındaki imtihanı kazandığı taktirde, kavuşacağı yeri görmesi için, eşiyle birlikte önce cennete yerleştirdi. Dünyaya uyum sağlayabilmeleri için, küçük bir sınavdan geçirilmeleri gerekiyordu. Allah cennette bir ağaç hariç, diğer her şeyi serbest kılmıştı. Ama o bir ağaca yaklaşmayacak ve meyvesini de yemeyeceklerdi. Adem ile Havva bu emre uydular. Şeytanın ısrarına da uzun süre direndiler. Ama şeytan: ‘‘Vallahi bu ağacın meyvesini yerseniz, hiç ölmeyeceksiniz ve sürekli cennette kalacaksınız’’ diye yemin etmesi üzerine, birer lokma aldılar, fakat imtihanı kaybetmiş oldular. Aslında imtihanı kazanmış olsalardı bile, gene dünyaya gönderileceklerdi. Çünkü insanoğlu, bu dünyada bir süre yaşamak için yaratılmıştır.

 

Şu fani dünyada en zor imtihanlara, peygamberler tabi tutulmuşlardır. Hz. İbrahim’in genç yaşta ateşe atılması, yüz yaşına kadar çocuk hasreti çekmesi, ileri yaşta sahip olduğu çocuğunu da kurban etmekle emrolunması, gerçekten kazanılması zor imtihanlardı. Hz. Nuh’un oğluyla, Hz. Lut’un hanımıyla, Hz. Yusuf’un kardeşleriyle imtihan edilmeleri, ayrı ayrı ele alınması gereken, çok ibretli imtihan sahneleridir. Bunlar, aynı zamanda hepimizin aile fertleriyle imtihan olunacağımızın mesajlarıdır.

 

Peygamberlerin sultanı Hz. Muhammed’in (s) hayatı, zaten baştan sona imtihandır. Bir kısmını çok kısa olarak hatırlamaya çalışalım: Babadan yetim olarak dünyaya gelmesi, altı yaşında iken annesini kaybetmesi, Fatıma’nın dışındaki 6 çocuğunun ölümünü görmesi, vatanından göç etmek zorunda kalması, müşriklerin dayanılmaz hakaret ve işkenceleri, ifk hadisesi ve ölüm anındaki ağrı ve ateşi’nin,  bayıltacak derecede yükselmesi ve daha pek çok dayanılmaz imtihan.

 

Yüce Allah, ölüm ve hayat başta olmak üzere yaşadığımız sevinçler, korkular, açlıklar, tokluklar, zenginlik ve fakirlik gibi şeylerin imtihan olduğunu bildirmektedir. Ayrıca senede bir iki defa çok ciddi sınavlara tabi tutulduğumuzu da haber vermektedir. İnsanı en çok mutlu eden mal ile evlat imtihan olduğu gibi , insana acı ve korku veren hastalık, iflas, sel ve deprem gibi musibetler de imtihandır. Zira Allah’ın cezalandırması, ahirette olacaktır.

 

İnsan, sosyal bir varlıktır ve toplum içinde yaşayacaktır. Yani ailesi, yakınları, komşuları ve arkadaşları olacaktır. Sahip olduğu her şey ile de imtihan olunacaktır. Pek çoğumuz, eş ve çocuklarımıza yaptığımız iyiliklerin sevap olduğunu, hatalı davranışlarımızın da günah ve kul hakkına girdiğini bilmiyoruz; yada bir mahzurunun olmadığını sanıyoruz. Bu yanlış anlayıştan bir an önce kurtulmalıyız. Birbirimize güzel davranmalı ve en yakınlarımızla da imtihan edildiğimizi asla unutmamalıyız. Elimizden gelen sabır ve gayreti gösterip, aile imtihanını kazanmaya çalışmalıyız.

 

Ömrümüz biterken, keşke imtihanlar da bitiverse! Ama maalesef bitmeyecek. Ölüm anında, kabre girdiğimizde ve mahşer yerinde, sorgu ve sual devam edecektir. Dünya hayatımızın CD’si durumunda olan amel defterimiz, çok hızlı bir şekilde kontrol edilecektir. Cennetlik müminler, kendileri için hazırlanan yerlere kavuşunca, tüm korku, endişe ve özellikle imtihanlar sona ermiş olacaktır.

 

Şu dünyada sahip olduğumuz varlık ve sayısız nimetlerin kıymetini bilerek ve zorluklara karşı da sabrederek, tüm imtihanları kazanmayı ve ebedi mutluluğa kavuşmayı, Mevlam hepimize nasip etsin.

 

 

                                                                                                    Turgut AÇARİ

                                                       İl Müftüsü