24.02.2017

HER ŞEYİN HAYIRLISI, ORTA HALLİSİ

İslam, başta dünya ahiret dengesi olmak üzere, her konuda orta yolu getiren bir dindir. Bir ayette Yüce Mevla’mız: “Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara, dünyadaki nasibini de unutma”  buyururken, başka bir ayette de: “Allah’ım! Dünya’da da, ahirette de bize iyilik ver” diye dua etmeyi öğretmektedir.

 

            Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de: “İşlerin en hayırlısı, orta halli olanıdır.” “Orta yolu tutun ki, kurtuluşa eresiniz.” “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalış, yarın ölecek gibi de ahiret için çalış” buyurmaktadır. Buraya kadar zikrettiğimiz ayet ve hadislerden, ne dünya ve ne de ahiret için aşırıya gidilmemesi; bilakis orta yolun tutulması gerektiğini anlıyoruz.

 

            İslam’da ifrat (aşırılık) olmadığı gibi, tefrit dediğimiz ihmalkârlık ve gericilik de yoktur. Bu kural, tüm ibadetlerde ve tüm işlerimizde de geçerlidir. Her zaman dengeli, ölçülü, disiplinli ve programlı olmamız icabediyor. Bir ayette, “Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı ümmetsiniz” buyurulurken; diğer bir ayette de, “Böylece sizi vasat (orta, mutedil) bir ümmet kıldık” buyurulmuştur. Her iki ayetteki ümmet tabirini birleştirerek tekrar ifade edersek, “vasat ümmet hayırlıdır” mesajı ortaya çıkmaktadır.

 

            Selman-ı Farisi bir gün Ebu Derda’yı ziyaret eder. Gece olup istirahate çekildikleri anda, Ebu Derda’nın hemen gece ibadetine kalkıştığını görünce, Selman-ı Farisi müdahale eder ve seher vaktine kadar uyumasını söyler. Bilahare birlikte kalkıp sabah namazına camiye giderler. Namaz çıkışı Ebu Derda durumu Rasulüllah’a arz edince, Hz. Peygamber (s.a.v.): “Selman’ın tutumu doğrudur. Zira Allah’ın sende hakkı vardır, nefsinin ve ailenin de hakkı vardır” buyurur.

 

            İbadette bile mutedil olan makbul görüldüğüne göre, gündelik işlerden sayılan yeme, içme, giyinme, konuşma, temizlik ve çalışma gibi konularda da aşırılık makbul değildir. Normalini yapmamak da uygun değildir. Biraz daha önemli sayılan düğün, nişan, hayır yapma, çocukları sevme/yerme, ödül ve ceza gibi konularda da çok dikkatli olunmalıdır. Bu konulardaki yanlışlık, telafisi güç durumlara insanı düşürebilir. Özellikle çocuklarımız arasında kız erkek ayrımı yapmak, erkeğe fazla ilgi gösterip, kızları ihmal etmek son derece yanlış bir davranıştır. Adaletli olmaya ve orta yolu izlemeye dikkat etmeliyiz.

            Aslında her şeyin normali iyi, aşırısı ise zararlıdır. Çok yemek, çok konuşmak, çok uyumak, aşırı temizlik, ses cihazlarını çok açmak, sosyal medyada fazlaca meşgul olmak gibi. Yağmur bile normal yağarsa rahmet ve bereket oluyor; bir anda fazla yağarsa, sel oluyor, afete dönüşüyor.

            Her konuda ölçü ve denge vardır. Her şey bir plan ve programa göre hareket etmektedir. Bu vesileyle Kur’an bizi “Sakın, ölçü ve dengeyi bozmayın” diye ikaz etmektedir. Zira biz ölçüyü kaçırdığımız için, birçok konuda sıkıntılar yaşamaya başladık. Konu ile ilgili birkaç örnek vermek gerekse:

  1. Allah ve Rasulü’nün ölçüleri bozulunca, ortaya bir sürü bid’at, hurafe ve inanç bozuklukları çıktı.
  2. Aile anlayışımız ve ahlaki konulardaki ölçüler bozulunca, fuhuş yaygınlaştı ve boşanmalar da artmaya başladı.
  3. Yemek ve beslenme konusunda yanlışlıklar yayılınca, kalp, şeker, obezite ve tansiyon gibi hastalıklar çoğaldı.
  4. Tabiatın dengesini bozunca, iklimler değişti ve küresel ısınma tehdidi ile karşı karşıya geldik.

     

    Örnekleri daha da artırmak mümkündür. Ama bu kadarı bile, konu ile ilgili bir fikir vermiştir sanıyorum. Geliniz, her türlü aşırılıktan sakınalım. Yapılması icabeden hususlarda da asla ihmalkâr davranmayalım. Önemli, önemsiz ayrımı yapmadan, her işimizde ölçülü, dengeli olalım, en hayırlı olan orta yoldan ayrılmayalım. İşlerimiz güzel, ibadetlerimiz makbul olsun.

     

     

    Turgut AÇARİ

İl Müftüsü