24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sevgili Peygamberimiz (s) bir gün mescide girdiğinde, iki grup insanla karşılaştı. Bir grup ilimle, diğer grup ise, zikir ve tesbih ile meşgul idiler. Rasulüllah (s) her iki gruba da biraz baktı ve ‘‘ Ben öğretmen olarak gönderildim ’’ diyerek ilim grubunun yanına oturdu.
Cenab-ı Allah insana akıl, görme ve işitme yeteneği vererek öğrenme imkânı sunmuştur. İlk insan ve ilk Peygambere bütün isimleri O öğretmiştir. Vahiy yoluyla bütün Peygamberlere bilgiyi ve kalemle yazmayı da Allah öğretmiştir. Kısacası Allah, bütün Peygamberlerin öğretmenidir.
Sevgili Peygamberimiz (s) olağanüstü çabayla aile fertlerine ve sahabelerine çok şeyler öğretmiş ve seçkin insanlar yetiştirmiştir. İnsanları cehalet karanlığından kurtarmak, böylece dünya ve ahiret mutluluğunu kazandırmak istemiştir.
Diğer yandan da : ‘‘ Vallahi senin sayende bir kişinin hidayete kavuşması, kırmızı renkli deve sürüsüne sahip olmandan çok daha hayırlıdır. ’’ buyurarak, insan kurtarmanın engin sevabına işaret etmiştir. Bazı hadis alimleri, öğretmenlerin de bu büyük mükâfata dahil olduğunu söylemiştir. Zaten bizim öğretmenlerimiz, binlerce öğrencinin doğru düşünmesine, inanmasına, güzel ve yararlı şeyler yapmasına vesile olmaktadırlar.
Büyük alim Ebulleys Semerkandi şöyle demektedir: ‘‘ Cephede vatan toprağını korumak ve milletini kurtarmak için çarpışırken ölen insan şehit olur da; imanı korumak için hizmet ederken ölen hoca ( öğretmen ) şehit olmaz mı? Vatanı korumak ne kadar kutsal ise, imanı kurtarmak da o kadar kutsaldır.’’ sözüyle öğretmenliğin şerefli bir meslek olduğuna işaret etmiştir.
Hz. Ömer : ‘‘ Eğer dualarımın kabul olacağını bilseydim, Allah’tan iyi yetişmiş insan isterdim’’ demiştir. Buna ilave olarak pek çok toplantıya gençleri de çağırarak onlara hem değer vermiş, hem de tecrübe kazanmalarını sağlamıştır. İşte öğretmenler de, anne ve babalarından emanet aldıkları çocuklara hem dünya, hem de ahirette lazım olacak bilgileri vererek, iyi insan yetiştirmektedirler. “Öğretmenlik, insan yetiştirme sanatıdır” dersek, bir gerçeği en özlü şekilde ifade etmiş oluruz.
Eğitim ve öğretime en müsait canlı insandır. Ama eğitimi en zor olan ve en uzun süren, gene insandır. Öğretmenler, ‘‘ Ben muallim olarak gönderildim ’’ buyuran son Peygamberin eğitimcilik görevine talip olmuşlardır. Rasulüllah’ın kendi döneminde karşılaştığı zorlukların tam aynısı olmasa da, benzeri zorlukları öğretmenler de mutlaka yaşayacaklardır. Kısacası öğretmenlik zor meslektir.
Eğitim ve öğretim ne kadar zor, ne kadar uzun ve ne kadar masraflı olursa olsun, asla terk edilemez ve ihmal edilemez bir alandır. Nimetler, külfetlerle doğru orantılıdır. Eğitim uğrunda çekilen sıkıntılar, hem dünya hem de ahirette ödül olarak karşımıza çıkacaktır.
Bu önemli gün vesilesiyle, “Yeryüzü öğretmeni olabilmek için, gökyüzünün öğrencisi olmak lazım” diyen Aliya İzzetbegoviç’i ve ebediyete göçmüş tüm öğretmenleri rahmetle anıyor, hayatta olan öğretmenlere de sağlıklı uzun ömür ve hayırlı hizmetler diliyorum.
Turgut AÇARİ
İl Müftüsü