06.12.2018

ÖZRE DEĞİL, ÖZE BAKALIM

Bir gazeteci, görme engelli (âmâ) biriyle söyleşi yapıyordu. Bir ara engelli vatandaş gazeteciye şöyle demiş : ‘‘ Seninle benim aramızdaki fark nedir biliyor musun? Sen benim özrümü görüyorsun, ben ise senin özrünü göremiyorum. Farkımız sadece budur. ’’

 

Bu ibretli söyleşiden hareketle, her insanda az veya çok, görünen ya da görünmeyen bir şekilde özür olduğunu söyleyebiliriz. Bir bebek, başkalarının ilgisine muhtaçtır. Yıllarca çalışmış, yararlı işler yapmış bir ihtiyar çeşitli hastalıklarla boğuşur olmuştur. Gençtir, orta yaşlıdır, bedensel bir engeli de yoktur, ama unutkandır, yalan, riya, kibir, haset ve dedikodu gibi manevi özürleri vardır ve saire.

 

Ozan Aşık Veysel ile kardeşleri bir karar almışlar ve kendi köylerini ağaçlandırmaya başlamışlar. Bunu gören köy halkı, ‘‘ Bunca zaman babalarımızın yapamadığını bu kör adammı yapacak? ’’ diyerek, yapılan çalışmayı hafife almışlar. Bir kaç sene sonra ağaçlar büyüyüp, her yer yeşillenmeye ve meyve vermeye başlayınca : ‘‘ Kör olan o değil, asıl bizlermişiz. ’’ diyerek itirafta bulunmuşlardır.

 

Yıllardan beri bizler de fert, millet ve devlet olarak engellilere hep engeller çıkardık. Göremeyenleri, görmezden geldik. Konuşma sırası gediğinde de : ‘‘ Özürlülerden özür diliyoruz. Çok şey yapmak istedik ama olmadı, kusura bakmayın ’’ demekten başka bir şey yapamadık.

 

Özürlü insanı olan ailelerin stres, yük ve dertlerinin hafifletilmesi, yaşama ve sosyal haklardan yararlanmalarının sağlanması ve topluma katkıda bulunma imkânlarına kavuşmaları konularında bizler de bir şeyler yapmalıyız.

 

Sevgili Peygamberimiz (s), ortopedik engelli olan Muaz b. Cebel’i Yemen’e vali olarak görevlendirmiştir. Görme engelli Abdullah b. Ümmi Mektum’a yıllarca müezzinlik yaptırmış ve aynı kişiye 13 defa kendi yerine vekâlet görevi vermiştir. Rasulullah (s) bu davranışıyla, engelli insanların kabiliyetlerine göre değerlendirip, çalıştırılabileceğini bizlere göstermiştir.

 

Küçük bir elektrik düğmesi, koca bir fabrikayı çalıştırıyor. Küçücük bir hap, ağrıları dindiriyor ve hastalıkları iyileştiriyor. Ufak bir hediye, bir tebessüm, insanları mutlu ediyor. Bizler de engelli kardeşlerimize ziyaret, iltifat, tebessüm edelim. Ne bileyim bir şeyler yapalım istiyorum. İstersek çok şeyler bile yapabiliriz.

 

  • Özürlülere eğitim ve iş imkânı sağlayabiliriz.
  • Yolları, parkları, okulları, camileri ve işyerlerini özürlülerin rahatça girebileceği hale getirebiliriz.
  • Moral ve motivasyon programlarıyla destek verebiliriz.

 

 

Artık özre değil, öze bakalım.

 

Turgut AÇARİ

İl Müftüsü